Yeni Bir İnsan Tarifi: Transhümanizm

TRANSHÜMANİZM SESSİZCE YÜKSELEN BİR PROJE, BİR HAYAL, BİR HEDEF. NASIL PAT DİYE ÜRETKEN YAPAY ZEKÂ KUCAĞIMIZA DÜŞTÜ, ŞİMDİ SIRA TRANSHUMANİZME GELDİ.

BİLİM KURGUDAN GERÇEĞE

Transhümanizm, insanların fiziksel ve zihinsel yeteneklerini geliştirmek için teknolojiyi kullanması gerektiği inancını benimsiyor ve insan biyolojisinin sınırlarının ötesine geçmeyi hedefliyor. Teknolojiyle insan yeteneklerini geliştirme fikri etrafında birleşen bir topluluk tarafından desteklenen düşünce yapay zekâ, nöro-teknoloji ve biyo-teknoloji alanındaki son gelişmeler ile birlikte büyük bir ivme kazandı.

Transhümanizm hayaline inanılmaz seviyede bilimsel kaynak sağlanıyor, fonlanıyor, çalışmalar yapılıyor, aynı zamanda bir ideoloji olarak benimseniyor. Hatta fanatikleri var, din olarak ya da  dünyanın sorunlarının çözümü olarak görenler var.

PEKİ NEDİR AMAÇLARI?

Transhümanizm için mevcut insanlığın her düzeyde; fiziksel, zihinsel, duygusal ve ahlaki olarak yükseltilmesi projesi de diyebiliriz. Tabii mevcut insanlığın derken imkan sahibi belli bir kitleden bahsediyor olma ihtimalimiz oldukça yüksek, çünkü kapsayıcılığın sağlanması mevcut dünya düzeninde pek mümkün görünmüyor. Parası yetenin yükseleceği bir projeye dönüşme riski büyük.

İnsanlığı geliştirmek için teknolojiyi kullanmaya odaklanan bu düşünce temel insan doğasını korumayı amaçlasa da, ana amaç artık tedavi etmekten çıkarak onarma yerine; yükseltme ve arttırma noktasına gidiyor. Sınırları aşalım, daha üst bir modele geçelim, insan potansiyelini genişletelim hedefiyle ilerliyorlar ve aslında herkesin birer siborga dönüşmesi amaçlanıyor. Nanoteknolojiler, biyoteknolojiler, enformatik, bilişsel bilimler sayesinde insan makine hibritleri ve melezleri oluşturmak isteniyor.

BEYİN – BİLGİSAYAR ARAYÜZLERİ

Altını çizmek gerekiyor ki, günümüzde bu teknolojiler tedavi amaçlı çok değerli çözümler ortaya koyuyor. Beyin-bilgisayar arayüzleri ile beynin doğrudan bilgisayar ve dijital cihazlarla iletişim kurması sağlanıyor. Hareket kabiliyetini yitirmiş ya da hareket kabiliyeti sınırlı hastalar için mucizevi bir çözüm. Beyne dışarıdan görünmeyen ve uzaktan şarj edilebilen minik bir pili olan bir çip yerleştiriliyor. Çip insan eliyle yerleştirilemeyecek kadar küçük ve saç telinden daha ince bir iğne kullanılarak robotla yerleştiriliyor. Hasta artık kimseye muhtaç olmadan bilgisayar kullanabiliyor, iletişim kurabiliyor ve kendini ifade edebiliyor. Beyin – Bilgisayar arayüzleri henüz test aşamasında ama son bir yılda oldukça ivme kazandı. Elon Musk’ın şirketi Nerualink yakın zamanda 4. çipini bir hastaya yerleştirdi.

Neuralink’in internet sitesinde ise diyorlar ki; “bugün beyin çipi ile karşılanamayan tıbbi ihtiyaçlara çözüm, yarın ise insan potansiyelini açığa çıkarma için genelleştirilmiş bir beyin arayüzü sunuyoruz. Amacımız dünyayı deneyimleme biçimimizi genişletmek.” İşte böylece arttırılmış insan hayalleri kuran transhumanism hayallerine açılan en net kapı da Neuralink çalışmaları sayesinde 2024 yılında açılmış oldu.

ELON MUSK DİYOR Kİ;

“Bizler çoktan telefonlarımızla birer siborga dönüştük, elimizden telefonumuzu ayırmıyoruz. Yapay zekâ da riskleri ile birlikte geliyor, uzun vadede yapay zekânın risklerini azaltmak için bu süper zekâ ile aynı hizaya gelmemiz gerekiyor. Telefonla etkileşimde hızımız bizi sınırlıyor ama bu çip ile düşünce hızında etkileşim yapabileceğiz.”

Günümüz teknoloji liderleri ayrıca yaşlanmayı tersine çevirmek ve ölümsüzlüğe ulaşmak için genetik mühendislik ve biyoteknolojiye de yatırım yapıyorlar. Sağlık bilimleri adına çok değerli bu çalışmalar yapılıyor ama amaç tüm insanlığı iyileştirmektense maliyetleri karşılayabilen belli bir kesimin hayatını uzatmak olunca endişeler başlıyor. Tabii en nihayetinde amaç ne olursa olsun yapılan tüm çalışmalar sağlık bilimlerine katkı sağlayacak ama bu çalışmalar sonucunda zengin ile fakirin arasındaki dengesizlik daha da açılacaksa dikkatli olmak gerekiyor. Örneğin, Altos Labs, 2021 yılında kurulmuş bir Amerikan biyoteknoloji araştırma şirketi. Yatırımcıları arasında Amazon’un sahibi Jeff Bezos’un da olduğu şirketin amacı insan yaşlanma sürecini durdurabilmek veya tersine çevirerek yaşam süresini uzatmak. Bu nedenle, hücre sağlığı ve direncini yöneten karmaşık süreçleri çözmek için yapay zekâ ve makine öğrenimini ilerletmeyi hedefliyorlar. Bunun için “Hesaplama Enstitüsü” kurdular (Institude of Computation – IoC).

TÜM BU GELİŞMELER ÇOK DEĞERLİ. FAKAT İNSANLIK İÇİN SON DERECE BÜYÜK ÖNEME SAHİP BU ÇALIŞMALAR SAĞLIK BİLİMLERİ YERİNE HEDONİST İSTEKLERE HİZMET İÇİN KULLANILIRSA İNSANLIK İÇİN BİR TEHDİDE DÖNÜŞMESİ DE KAÇINILMAZ.

POST – HUMANİZM

Transhümanistler bir yana bir de post-hümanistler var ki orada hikaye daha da enteresanlaşıyor. Çünkü post hümanistler artık insan olarak kalma peşinde değiller, yeni bir varlık oluşturma peşindeler ve amaçları tamamen farklı canlı türleri yaratmak.

Üstelik insan merkezli çerçevelerin ötesine geçerek daha bütünleşik ve kapsamlı bir varoluş anlayışını teşvik ediyorlar. İnsanlar, cihazlar ve hayvanlar arasındaki sınırlar bulanıklaşıyor. İnsanları diğer yaşam biçimlerinin üzerinde konumlandıran hiyerarşilerin yeniden değerlendirilmesini teşvik eden bir zihniyetleri olduğundan eşitliğe yaklaşımları da oldukça farklı. O yüzden yapay zekânın insandan daha zeki olup da insanlığı tehdit etme riskini önemsemiyorlar ve bunu önemseyenleri de insanları diğer yaşam bilimlerinin üstünde tutan ırkçılar olarak görüyorlar.

GELİŞMİŞ SENSÖRLER VE BİYO-TEKNOLOJİNİN DESTEĞİ

Transhümanistlerin hayalleri gerçekleşmeye her geçen gün daha da yaklaşıyor. Çünkü yapay zekâ, gelişmiş sensörler ve biyo-teknoloji ile birleşerek de büyük bir değişim dalgasını başlattı bile. Yavaş yavaş karşımıza; algılayan, öğrenen, uyum sağlayan, evrimleşen ve “yaşayan zekâ” olarak anılan sistemler çıkmaya başlayacak. Acaba bu yaşayan zekânın haklarını da savunmaya başlayanlar da mı hızla artışa geçecek ve insan sevdalısı olmak ırkçılık olarak mı nitelendirilecek?.

ELLERİNDE OLDUKÇA KAYNAK, HAYALLERİNDE BİLİM KURGU FİLMLERİNDEN ESİNLENEN SAHNELER VAR. YAPTIKLARI ÇALIŞMALAR ELBETTE Kİ İNSANLIK FAYDASINA BİLİMSEL GELİŞMELER SUNUYOR FAKAT ANA HEDEFLERİ ÜRKÜTÜYOR. BİR EFSANE Mİ ACABA ATLANTİS, YOKSA ONLAR DA BÖYLE Mİ YOK OLUP GİTTİ?

Aysu Dericioğlu Egemen

Yapay Zeka Etiği Yapay Zeka Okur Yazarlığı İlham Veren Başarı Hikayeleri “Ben De Yapabilirim” Derdirten Kılavuz Yapay Zeka Alanında Son Gelişmeler Yapay Zekayı Etkili Kullanma Yöntemleri